Monday, June 30, 2014

Mevsimlik tarım işçilerinin fıtratında ölüm mü var?

Mevsimlik tarım işçilerinin fıtratında ölüm mü var?


Birkaç hafta önce gazetelerde küçük bir resim dikkatimi çekti. Başında mavi tülbentiyle bir kadın, üzeri örtülmüş bir cesedin yanında, yolun ortasında ağlıyordu. Urfalı tarım işçilerini çalışmak üzere Eskişehir’e götüren araç, Aksaray yakınlarında kaza yapmış, 2 işçi ölmüş, 2 çocuk  ağır olmak üzere 19 kişi de yaralanmıştı. Ağlayan kadın Ayşe, ölen kocası Ali Ataş’ın başında çaresizce ambulansın gelmesini bekliyor, haberin yanında da “En acı nöbet” yazıyordu. Kazada ağır yaralanan 2 çocuğa ne olduğunu daha sonra araştırdıysam da herhangi bir bilgiye ulaşamadım. Ne de olsa onlar tarım işçisi Kürtlerdi, ölümleri haber değeri taşımıyordu.

Küçük de güzeldir!


Küçük de güzeldir!



Soma için hazırlanan bir belgeseli izlerken dikkatimi çekiyor acılı bir kadının sözleri. Kadın: “Mecbur madende çalışıyorlardı. Ne bıraktılar ki. Tütün bırakmadılar, pamuk bırakmadılar, domates bırakmadılar…” diyerek ölen madencilerin tarımdan nasıl koparıldığını dile getiriyordu. Hayatta kalan bir madenci ise:  “Biz çiftçiyiz, madenci değiliz. Tarım öldü, hayvancılık bitti. Aç kalmamak için madene girip çalışmaya başladık…” diyerek tarımdan madene kayan hayat yolculuklarını anlatıyordu.
Soma’daki madenci ailelerin birçoğu eskiden çiftçilikle geçiniyormuş. Soma gibi toprağı bereketli bir yerde neden topraktan geçinemez hale geldiler? Neden maden ocaklarındaki kölelik sisteminin bir parçası oldular?

Sunday, June 22, 2014

Where are the Kurds? They went up to the mountains. Where is the mountain? The state bombed...

Where are the Kurds? They went up to the mountains. Where is the mountain? The state bombed…[1]

One of the basic topics on the Twitter timeline on May 1st was this: “Where are the Kurds?” When some Turks who were on the streets on May 1st International Workers Day became subject to pepper gas and were beaten up by nightsticks, they were launching into verbal attack saying that they could not see Kurds with them in the streets and asking this question: “Where are the Kurdish people?” After all Kurds were the ones to methodically suffer from pepper gas and nightsticks, and they should have had taken their place in the forefront in this occasion as well.

On the same day, I asked myself the same question: “Really, where are we that Turkish people can never see us?” This article is for those who wonder where we were on May 1st

Wednesday, June 11, 2014

Ayda 1000 TL'den 700 işçi kaç kol saati eder?

Ayda 1000 TL'den 700 işçi kaç kol saati eder?


Ucuz hayat ucuz ölüm ülkesi Türkiye. Dün geceden beri gözümüz televizyonlarda, Somadan gelecek haberlere odaklanmışız.
 “2014'ün ilk üç ayında 80 işçinin öldüğü bir ülke burası. Bana kızmayın, içimden 1 Mayısı kutlamak gelmiyor!” diye yazmıştım 2 hafta önce. Tepki gösterenler olmuştu.
Dün ölüm yine işçileri buldu. Bu sefer sırada maden işçileri vardı.
Oysa ekonomi tam gaz ilerliyordu! Hep beraber kalkınıyorduk! Her gün yeni otobanlar, yeni  AVM’ler, yeni HES’ler, yeni gökdelenler, yeni TOKİ’ler inşa ediliyordu! Türkiye büyüyordu. Dünyanın 17., Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisi olmakla övünüyordu.
Neye rağmen oluyor bu büyüme?

Wednesday, June 4, 2014

NİYE?



NİYE?

2008-2013 yılları arasında Bitlis-Tatvan’a bağlı Kavar havzası köylerinde çalıştım. Kavar Van gölü kıyısında 6 köy 5 mezradan oluşan bir havza. Havza dağları, ormanlarıyla cennetten bir parçayı andırıyor. 1990’larda diğer Kürt köylerine olduğu gibi Kavar’a da devlet koruculuk dayatır. Koruculuğu kabul etmeyen Kavar köyleri zorla boşaltılır. Bu köylerden Çorsin 28 Aralık 1993 gecesi tamamen yakılır, bazı köylüler askerlerce öldürülür. Köylüler bir günde topraklarını, evlerini, anılarını, mezarlarını terk ederek büyükşehirlere gitmek zorunda kalırlar. İstanbul, İzmir, Manisa ve Mersin’in varoşlarına dağılan Kavarlılar inşaatlarda çalışır, simit satar, bu şehirlerdeki en dip işleri yapmaya başlarlar. 2000’li yıllardan itibaren köylülerin bir kısmı yine kendi imkanları ve büyük bir mücadele ile topraklarına geri dönmeyi başarırlar. Bugün hala Kavarlılar kendi topraklarında yaşamı yeniden kurma mücadelesi vermekteler.

15 Mayıs 2013 tarihinde “Akil Adamlar” Doğu Anadolu Grubu Kavar’ı ziyarete geldiler.